14 Kasım 2014 Cuma

Pastırma Yazı

Giresun'da tam on gündür havalar süper. Kasım ayında buralarda pek görülebilecek bir durum değil. Biz de fırsattan istifade arıcı dostlarımızı gezip duruyoruz.

Geçen hafta Yavuz'la Emrah'ın ziyaretine gitmiştik. Balığımızı yedik, semaverde çayımızı içtik, hediye ana arımızı aldık üstüne bir de bal verip bizi öyle göndermişlerdi.

Yavuz'un ana arısını kutularken çekilen bu fotoğraf Yavuz'umun anayı son görüşü. Kovana verirken uçurmuş... :)

Ne yapsakda bir daha Emrah'la Coşkun abiye misafir olsak derken, arıların bakımını yapalım haftaya dedik ve ayrıldık.

Bir haftalık arada Hüseyin abimin arılığa doğru uzandık. Hüseyin abi çok titiz, düzenli ve en önemlisi harika işçiliği olan bir marangoz. Malzemeyi öyle bir işler öyle bir hale getirirki şaşar kalırsınız. Ben kendisine "milimetrik Hüseyin" derim.



Bir kez bile işçilikten kaçtığını, bu da böyle olsun dediğini duymadım. Kestiği parçanın milimetrik oturmadığına sadece bir kez şahit oldum. O da hesaplamayı ben yapmıştım ondan oldu... :)


Hüseyin abimin arılığı. Bu duvarları kendisi elleriyle yaptı. Fotograftaki de Azmi. Azmi de çalışkan adamdır. Ufak nakliye işlerimizi yapar üzerine bir de kovanları taşımamıza yardım eder..

Hüseyin abimin arılığı Dereli ilçesinde sayılır. Etrafı mükemmel kestane ormanları ile çevrili. Nedendir bilemiyorum, buranın balı bir başka lezzetli oluyor.

Ben de nihayet yakınlarda bir yer buldum ve arılığı taşıyacağım kısmetse.

Bir haftayı geçirdik ve tekrar Emrah'ın arılığındayız.

Emrah'ın arılığı tam dere kenarı. Dere içinde arılık bana ters ama ben de mecburen dere içerisinde bir arılıkta yerleşiğim.


Emrah'ın arılığı da gayet düzenli. Coşkun abi gayet titiz. Bizim çıkarıp attığımız kek poşetleri anında yok oluyordu...:)


Azmi, Yavuz, Emrah ve Coşkun abi bir elden arıya girişince, öğlen gibi arıların işi bitti. Son on arıda Yavuz ben bunlara bakarım hadi yemeğimizi yiyelim diyiverdi ve ihlaleyi kaptı... :)




Coşkun abi, Emrah'ın babası...


Prensip gereği yemek fotoğrafları paylaşmıyorum. Coşkun abi yine döktürmüştü desem sanırım yeterli olur...

Emrah'ın arılıkta buckfast kırmaları var. En çok yavru o iki arıdaydı. Bir de Erzurum'dan misafir gelen 7 arı var. Arılar eksilerden gelince bahar moduna geçmiş ham peteklere yumurtalar döşenmiş. Arının sahibi de maşallah arıyı tıka basa balla göndermiş. Arılar yer açmak için dalak indiriyolardı.

Kendi arılarımdan bahsedecek olursak, havalar güzel olduğu için fazla yavru atmasınlar diye beslemeyi kestim. Havalar soguyunca biraz daha besleme yapıp Ocak 15 e kadar tatil yapacağız artık.






3 Kasım 2014 Pazartesi

Karniyolün Türklerden çektiği...

Şu günlerde Türkiye arıcılığında "çok ileri seviyede" tartışmalar var. Bu tartışmaların içerisinde de bir panik havası, bu paniğin içerisinde de bir yer tutma savaşı var.

Konuyu biraz açarsak; karniyolün ihalesi kimde kalacak?

Yıllardır memlekette bakın bu karniyol diye yutturulan arılar ve yutturan arıcılar şimdilerde renkten, hatlardan, kökenlerden felan bahsetmeye başladı. Renge takılma bal yapıyor mu? Sakin mi? sen bunlara takıl diyenler şimdilerde ıslahçı sohbetleri çevirir oldular...

Bir taraftan da devlet işin içine girdi. Türk arıcılarını, ana arı üreticilerini dolaylı yoldan kafkas arısına mahkum etme çalışmaları var. Avni beyinde dediği gibi "Amacı maksimum verim almak olan arıcının hangi ırkla calısacagına neden karısılıyor?".

Türkiyede ki arı ırklarını/gen havuzunu korumak korunaklı bölgeler tesis/tahsis etmekle olabilir. Bundan baskasını damızlık saymayız izin vermeyiz dediğiniz zaman bu ilerleme degil yerinde saymak olur.

Arıcnın istedigi bal almak, baharda hızlı gelişen, sakin arı le çalışmak, arısını da kıştan bahara saglıklı çıkartmak.

Arıcı google açıp bu kriterleri arattığında karşısına ister istemez karniyol çıkıyor ve başlıyor araştırmaya. 2014 senesinin ortlarına kadar karniyolde  tekelleşmiş insanlar çıkıyor karsılarına. Astığı astık kestiği kestik.

Arıdan memnun kalmayanlardan hiç bahsedilmiyor. Onlar beceriksiz denilip kestirip atılıyor. Yapılan "damızlık" üretimlerinde ne bir kübital indeks degerlendirmesi, ne bir labaratuvar analizi, ne bir yetkili kurum kaşesi. Hiçbir yerde adı damızlık olan anaların bir ay sonra mefta olduğundan, 6 ncı ayını gören anaların ender olduğundan bahsedilmiyor.

Sonraları Google'da takılan insanlar Almanyadan damızlıklara felan ulaşabileceğini öğreniyor. İnsanlarda bir hareketlenme oluyor. Bu hareketlenme tekelci zihniyeti rahatsız ediyor. Hemen paha biçilemeyen "damızlıklar" satışa çıkıyor. Ne bir belge? Ne bir ispat? Yersen...

Tekelci zihniyetin yan kolları hemen yayınlar yapmaya baslıyor. Bak bizde bu vaaar. Sizde de var mııı?

O kendilerinden baskasında olmadığını sandıkları anaları onlardan iki sene oncesinden beri kullanan ben, arıların saldırganlıgını görünce 2014 siparişlerini iptal etmiştim.

O meşhur ablaya sorduğumuz da  neden böyle diye? Kendisinin izole bölgede çalışmadığı, dağlarda insanlardan uzak bir bölgede kendi arılığında üretim yaptığını, suni tohumlama işini ise çok nadir yaptığı bilgisini alıyoruz kendisinden.

Canın sağolsun diyip hayatımıza devam ediyoruz...

Bugünlerde biz konuya hakimiz bizden alışverişe devam edin şeklindeki çırpınışlar beni derinden üzüyor, yaralıyor, içim parçalanıyor.

Bu zamana kadar adam yerine koymadığın, telefonlarına bakmaya tenezzül etmediğin (Ki bir kere dahi aramışlığım yoktur) arıcı bundan sonra seni adam yerine koyar mı?

Kısa çöp uzun çöpten hakkını alacak elbette.

Şimdi böyle kıvranır dururlar. İnsanlara karniyol diye yıllardır gönderdiğiniz sarı sarı arıların hakkı var üzerinizde.

İnsanlara bir ay sonra öleceğini bilerek fahiş fiyattan sattığınız adı damızlıkların hakkı var üzerinizde.

Söz verip oyaladığınız insanların hakkı var üzerinizde.

Sözlerinizle aşağıladığınız, hor gördüğünüz arıcıların hakkı var üzerinizde.

O yüzden iki yakanız bir araya gelmiyor.

Sipariş usulu yayın yaptırarak, işine geleni işine geldiği gibi yazarak insanları manipule ederek kazanılan paraların hakkı var üzerinizde...

Çırpındıkça daha fena batacaksınız. Allah'ı da kandırdığını sananacak kadar aptalsınız çünkü. Karniyolde sarı halka olmayacagını bile bile insanlara söylediğiiniz yalanları sadece insanlara yutturabilirsiniz.

Onun için üstad karniyol ihalesi sizde kalmaz.

Karniyol işi Almanya'da bitmiş ise, artık Almanya elimizin altında. Sıra yok, seneye yok, aşağılama yok, arılarda sarı halka yok.

Şu saatten sonra bu tekelci zihniyeti ne Yasmin kurtarabilir ne Hoffman. İşiniz Allaha kalmış. O da size küsmediyse...